Lugat365...
Kitabı duymayan kaldı mı acaba?
Kitabı duymasanız da eminim ki sosyal medya da bu tarz yazılar görmüşsünüzdür.
Nereden geldi bu yazılar?
Bu kelimeler hep hayatımızda mıydı?
Banu Ertuğrul ve Onur Ertuğrul çifti kitabın başında ki özetle kendilerini ve bu cümlelerin nasıl oluştuğunu çok kısa ve insanı yormadan özetlemişler.
Bu yola tek bir kelimeyle çıkmışlar. 'Hissikablelvuku'
Amaçları aslında ne bir kitap nede bu yolu bir işe döndürmekmiş.
Çiftimizin eski kelimelere olan merakı bir cümle ile başlamış.
2014 senesinin son aylarında bu işe koyulmuşlar amaçları 365 günde bir adet eski kelimeler yayınlamakmış. Hummalı bir araştırma, yorucu tespitlerle 1 Ocak 2015 de Lûgat365'le yola çıkmışlar.
Amaçları ilk başta sosyal medya da her gün bir adet olmak şartıyla kelime paylaşıp bir senenin sonunda 365 adet kelime ile yollarını kapatmakmış.
Tabii ki çiftimizin girdikleri bu yol beklenmedik derecede olumlu sonuçlanınca araştırdıkları kelimeleri defterlerde, kalemlerde, yastık kılıflarında, bardaklara yansıdıklarını görmüşler.
Kitabı okuyun ve bence bana göre çocuklarınıza da anlayacağı yaşa geldiklerinde okutun.
Eski cümlelerin güzelliğini ve anlamlarını öğrensinler.
Bilmediğimiz kelimelerin aslında nasıl da güzel anlamları olduklarını bu kitabı okuduğumda anladım.. Bir gün denk gelirse bu kitabın bir kaç sayfasını karıştırmanızı tavsiye ederim...
Kitabın bir diğer özelliği ise bir kelimenin usta şairlerden, usta ozanlardan şiirlerinin belirli kısımlarına kitapta yer vermiş olmaları..
Kitaptan alıntılar;
Nâmütenâhî; Nihayeti olmayan. Sonsuz. Uçsuz bucaksız.
Bir sahile varacak günlerimiz
Günler ki namütanahi ıstırap;
Kalmayacak bu günkü hasta, harap
Yüzlerde bahtın karanlığından iz.
Teessüf; Üzülme. Kederlenme. Hayıflanma.
Dünyada bir anne için, Hem ciğerpâresini diri diri kaybetmekten, hem de bu kayıba teessüf bile edememekten daha müthiş ruh azabı mı olur?
Namık Kemal
Maatteessüf; Üzülerek söylüyorum ki. Esefle belirteyim ki. Maalesef
Fakat Maateessüf, işte tam bu esnada, bir talihsizlik kapkara yağmur bulutlarını dağıttı ve dolunayın ışığı zeplini bir süre gün gibi açığa çıkardı.
İhsan Oktay Anar
Sunturlu; Şiddetli. Dehşetli. Yaman.
Seni aldım bu sunturlu yere getirdim
Sayısız penceren vardı bir bir kapattım
Bana dönesin diye bir bir kapattım
Şimdi otobüs gelir biner gideriz
Dönemeyeceğimiz bir yere beğen başka türlüsü geç
Bir ellerin bir ellerim yeter belliyelim yetsin
Seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
Durma kendini hatırlat
Durma göğe bakalım
Turgut Uyar
Resım kaynak; Lügat365'in sayfasından alınmıştır.